PDRM Nedir ?

Sevgili Öğrencilerimiz,

PDRM, Namık Kemal Üniversitesi bünyesinde, psikolojik danışmanlık ve rehberlik hizmetleri veren bir öğrenci hizmet birimidir.

Amacımız:

Duygusal-sosyal sorunları olan öğrencilere, istek ve ihtiyaçları doğrultusunda ve gizlilik ilkesi çerçevesinde danışmanlık ve rehberlik yapmak,psikolojik destek sağlamaktır.

İlkelerimiz:

Gizlilik:

Bireysel görüşmeler gizlilik ilkesine bağlı olarak teke tek yapılır. Bu görüşmelerde danışman öğrencilerin sorunlarına eğilerek öğrenciye sadece o anki değil,gelecekte de karşısına çıkabilecek sorunları çözmesi için gerekli becerileri geliştirmesine yardımcı olur.

Bize başvuran öğrencilerimize ait kişisel bilgileri hiçbir kişi, birim ya da kurum ile kendisinin isteği ya da onayı olmadan paylaşmayız.

Koşulsuz kabul ve saygı:

Bir birey olarak kişisel farklılıklara her zaman saygı duyarız. Sahip olduğu inanç, değer ve özellikleri ne olursa olsun, öğrencilerimiz bizim için her zaman saygıdeğer bireylerdir.

Saydamlık:

Danışanlarımızın dile getirdikleri sorunları onlarla birlikte içtenlikle ele alır ve ilgili konu üzerindeki duygu ve düşüncelerimizi gerçekçi bir şekilde ifade ederiz.

Bireysel Psikolojik Danışma yoluyla gerçekleştirilen bireysel görüşmelerle, kişinin kendi gelişimini ilgilendiren duygusal-sosyal sorunlarını, gizlilik temelinde ve güvenli bir ortamda konuşma fırsatı sunulmaktadır.

Üniversite yılları, öğrencilerin kişisel, sosyal, akademik ve mesleki alanlarda birçok yenilikle karşılaştığı, yeni sorumluluklar aldığı ve en önemlisi yeni bir yaşam tarzı edinmek durumunda kaldığı bir dönemdir.

Bu dönemde öğrenciler, kendilerine destek olabilecek kaynakları harekete geçiremediklerinde yoğun kaygı yaşayabilmekte ve ciddi akademik kayıplarla karşı karşıya gelebilmektedirler.

Üniversite öğrenimine başlamak, heyecan verici olduğu kadar endişe verici bir deneyim de olabilmektedir. Çünkü üniversite ortamı, bireyin alışık olduğu ortamdan çok daha farklı bir ortam olabilir. Tanıdık yerlerde insan kendini güvende hisseder,kabul edildiğini hisseder, yaşamını daha kolay sürdürür, güçlüklerle daha iyi başedebilir.

Hayatımızda değişimi içeren herbir süreç bir geçiş dönemidir. Olumlu değişimleri içerse bile geçiş dönemleri zorlayıcı ve stresli dönemler olabilir. Bu anlamda üniversiteye başlarken yeni insanlar, yeni bir ortam, yeni derslerle tanışılır.

Üniversiteye başlangıcı da içinde çok fazla değişimi barındıran bir geçiş dönemi olarak sayabiliriz.

Bu değişimlerden bazıları;

  • Artan kişisel özgürlük ve sorumluluk
  • Yeni çevreye uyum sağlama ve yeni arkadaşlıklar kurma
  • Aile ve eski arkadaşlıklarla ilişkilerdeki değişim.

Üniversiteye başlarken genellikle iki adım atmak gerekir:

  • Eski insanlar, ortamlar ve durumlardan ayrılmak
  • Yeni insanlar, ortamlar ve durumlara alışmak

Her bireyin değişime dayanma derecesi ve değişimle baş etme tarzı farklıdır. Kimi hemen bu yeni duruma, yeni ortama uyum sağlar, kiminin uyum sağlaması biraz daha fazla zaman alır.

Özellikle,evinden ilk defa uzaklaşanlar ve üniversitede daha önceden tanıdığı arkadaşları olmayanlar yabancılık çekebilir. Bu yeni ortam, yeni arkadaşlar alışkın olduklarından çok farklı olabilir.

İlk günlerde rahatsızlık son derece normaldir.. Kendinizi yalnız hissetmeniz,ailenizi tanıdık olanı özlemeniz olağandır.

Özellikle,ilk günlerde çok yoğun duygular yaşanabilir. Karamsarlık, kaygı, takıntılı düşünceler, hatta bedensel rahatsızlıklar yaşanabilir. Bu geçici bir dönemdir. İlk aylardan sonra, özellikle de ilk dönemin sonuna doğru çoğunlukla geçer.

İki noktayı unutmamakta yarar vardır:

  • Bunu tek hisseden siz değilsiniz.
  • Bu,üstesinden gelemeyeceğinizi, yetersiz olduğunuzu göstermez.

Üniversite ortamında uyum sağlamakta bazı etkenler rol oynar:

  • Üniversite eve ne kadar yakınsa uyum sağlamak o kadar kolaydır.
  • Üniversiteyegelme fikri size aitse, okulunuzu siz seçtiyseniz daha kısa sürede uyum sağlarsınız.
  • Üniversiteyle ilgili gerçekdışı, olağanüstü beklentileriniz varsa uyum sağlamakta zorlanabilirsiniz.
  • Aşırı yoğun bir ders programı uyum sağlamanızı güçleştirir.
  • Üniversitedeki yaşam tarzı sizin yaşam tarzınızdan çok farklıysa uyum sağlama süreniz uzayabilir.

Üniversite yaşamına uyum sağlama sürecinde bazı bedensel ve duygusal olumsuzluklar yaşanabilir:

  • Ağlama,kusma, uykusuzluk, iştahsızlık, (kızlarda) düzensiz adet görmeler, dikkat toplamada ve kara vermede güçlük, yoğun alkol kullanımı, yalnızlık,çökkünlük, baş ağrısı, huzursuzluk gibi..

Aklınızdan da aşağıdakilere benzer düşünceler geçebilir :

  • Sürekli eve dönmeyi düşünüyorum.
  • Evimi, ailemi , arkadaşlarımı özlüyorum.
  • Çok yalnızım.
  • Sevilmiyorum, mutsuzum, kendime güvenemiyorum.
  • Buraya ait değilim.
  • Keşke gelmeseydim.
  • Yalnız kalınca ağlamak istiyorum.

Üniversite yaşamına daha kolay uyum sağlamak için bazı öneriler:

  • Kendinize zaman tanıyın.
  • Hemen gitme ve kalma kararı almayın.
  • Duygularınızı fark edin ve onları kabul edin. Geçeceklerine inanın. Çoğu zaman geçerler.
  • Kaldığınız mekanı “sizin” hale getirin. Evinizden getirdiğiniz eşyalarla süsleyin.
  • Hemen bir rutin oluşturun. Günlerinizi doldurun
  • Düzenli beslenin, düzenli uyumaya özen gösterin. Beden sağlığı ruh sağlığını etkiler.
  • Okuldaki hedefleriniz konusunda gerçekçi olun.
  • Ders ve eğlence arasındaki dengeyi koruyun.
  • Ders çalışma ve zamanı kullanma becerinizi geliştirin.
  • Gönüllü işler yapın.
  • İlginizi çeken öğrenci kulüplerine katılın.